Son yıllarda Bodrum başta olmak üzere tatil beldeleri açılan sergilerle ve kültür faaliyetleriyle anılmaya başladı. Zaten kendine özgü bir yaşam kültürü olan Bodrum ve Ayvalık gibi merkezler bu çağdaş sanat furyasıyla nasıl şekilleniyor?
Bu sayıyı yaparken aklımızda olan sorunsal bu idi. Bir zamanların balıkçı kasabası, Halikarnas Balıkçısı’yla özdeşleşen, Ahmet Ertegün, Güliz Sururi ve Engin Cezzar’ın çokça zaman geçirdiği, Ferhan Şensoy’un uzun yıllar yaşadığı, Zeki Müren’in en görkemli yıllarında Bardakçı Koyu’ndan denize girdiği ve yaşadığı, Halikarnas gibi sabahın ilk ışıklarına dek açık olan uluslararası üne sahip, dönemin ruhunu yansıtan diskosu ve birkaç neslin büyüdüğü kendine özgü bir bar olan Hadigari’ye sahip olan Bodrum’un kendine özgü yaşam kültüründen geriye neler kaldı?
Melih Uslu imzalı Balıkçı’nın Bodrum’unda Geriye Ne kaldı? başlıklı yazıda Bodrum’un “artık romanlardaki, şiirlerdeki, resimlerdeki ve eski fotoğraflardaki; hele ki Halikarnas Balıkçısı’nın kalbindeki Bodrum” olmadığını ve herkesin nasıl kendi Bodrum’unu yarattığını okuyacaksınız. Uslu’nun “Arşipel’in koynundaki bu inci yarımadayı tüketmek mümkün mü?” diye sorduğu yazısı dünden bugüne Bodrum’a bakıyor.