Artan hayat pahalılığı, derinleşen ekonomik kriz, adalete duyulan güvenin giderek azalması, sosyal yapının yozlaşması ve medya üzerindeki baskılar… Tüm bunların gölgesinde bir yılı daha geride bıraktık. Peki, bu gemi nereye gidiyor? Son dönemde peş peşe yaşanan felaketler ve krizler, toplumun içindeki belirsizlikleri daha da derinleştirirken, kültür sanat dünyasının bu kaotik ortamda nasıl bir rota çizeceği büyük bir merak konusu.
İşte bu belirsizliği anlamak adına, kendi alanlarında öncü Hüsamettin Koçan, Şebnem İşigüzel, Gündüz Vassaf, Özcan Yaman, Uras Kızıl, Gökçer Tahincioğlu gibi isimlere kulak verdik. Onların değerlendirmelerinde, sanatın yalnızca bireysel yaratıcılığın bir aracı değil, aynı zamanda toplumu bir araya getiren güçlü bir bağ olduğu vurgulandı. Krizlerin getirdiği yükleri hafifletmek ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek adına sanatın kolektif hareketlere zemin hazırlaması gerektiğine dikkat çektiler. Bu umut dolu perspektifi merak ediyorsanız, dosya konumuza bir göz atın.